Sinema Tarihinin Önde Gelen Alfa Kadınları

-



Merhaba Sanatseverler bu hafta sizler için sinema dünyasının gelmiş geçmiş en yetenekli alfa kadınlarından bahsedeceğim...Bu alfa kadınlar; herkesi kadın erkek ayırmadan kendi aurasına hapseden,tüm dikkati üzerine çeken kadınlardır. Kendinden emin tavırları,nerede ne yapması gerektiğini bilen kadınlar... İsterseniz başlayalım! :)


                                                               Brigette Bardot:

 Hollywood'un en çekici yıldızlarından bakışlarıyla ve mimikleriyle herkesi kendine hayran bırakan bu kadın,Brigette Bardot, sinema dünyasında dişiliğin sembolü olmuştur.


Audrey Hepburn:
Unutulmayacak isimlerden,masumiyetin ve asilliğin simgesi olan bu kadın Hollywood'un en olağanüstü kadınlarından biri olarak anılmaya devam ediyor.


Uma Thurman:
Sinema dünyasına 17 yaşında,sinemaseverlerin hayatına ise Kill Bill ile girdi. Esrarengiz tavrıyla ve güzelliğiyle kendini akıllara kazıtan bu kadının oyunculuk yeteneği ayrı bir yazı konusu olur.


Türkan Şoray:
Türk sineması denilince akıllara gelen ilk kadınlardan olan Türkan Şoray,50 yıllık sinema hayatında yarattığı etkiyle herkeste çok önemli bir yere sahiptir. Bakışları ve sempatik tavırlayla herkese kendini sevdirmiştir.


Gülşen Bubikoğlu:
Türk sinemasının en güzel kadını diyebilirim... Bakışları,tavırları ve duruşuyla herkesi zamanında çok etkilediğinden eminim. Oyunculuğu ise kendisi gibi bir o kadar iyiydi.


Filiz Akın:
Asil,modern ve zarif yüzüyle ve sinema tutkunlarında iz bırakan oyunculuğuyla zamanında kendinden çokça bahsetmiştir.


Bu hafta da sizler için derlediğim blog konumun sonuna geldik. :) Umarım ilginizi çekebilmişimdir. Sevgi ile kalın ve bizi takip etmeyi unutmayın... GÖRÜŞMEK ÜZERE!

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

NAZIM HİKMET’İN SON ŞİİRİ: VERA’YA…

-
Resim
B iliyorsunuz Nazım Hikmet birçoğumuzun fazlaca etkilendiği   ve iz bırakan bir şair ve adına şiirler yazdığı, hayatından geçen çoğu kadından yalnızca bir tanesi   Nazım’ın kalbine en çok dokunandı. Belki bu hikayeyi bilenleriniz vardır çünkü bana göre bu aşk da bir efsane. Kimden bahsettiğimi çoğunuz anladınız bile! VERA. İlk olarak Nazım Hikmet’in ‘’ Saçları saman sarısı, kirpikleri mavi, kırmızı dolgun dudaklı’’ diye bahsettiği o kadından bahsetmek istiyorum biraz. Vera o zamanlar 55 yaşındaki Nazım Hikmet’i hayatına aldığında 23 yaşındaymış. Aralarındaki 30 yaş aşklarını yaşamalarına engel olmamış tabii Vera’nın evli oluşu da engel olmamış. Başlarda Nazım Hikmet Vera’nın evli olduğunu bilmiyormuş ama öğrebdikten sonra da onun için değişen bir şey olmamış. Vera’nın peşinden koşmaya devam etmiş hatta onun kalbini çalmak için türlü türlü romantiklikler de yapıyormuş. Vera’nın Nazım Hikmet ile ilgili anılarını paylaştığı bi yazı da okumuştum burada biraz gülebilirsini...
Devamı

Tiyatronun Simgeleri: Tiyatro Maskları

-
Resim
Merhabalar Sanat Üniversitesi okuyucuları! Bu hafta size sanat ve kültürün ayrı bir dalı olan “Tiyatronun Simgeleri”ni anlatacağım. Bu konuya nasıl ulaştığımın kısa bir hikayesi ile başlamak istiyorum. Aslında, ben “kişilik”  kavramı üzerine kafamdaki soru işaretlerine cevap bulmaya çalışırken, tiyatroya doğru bir yol aldığımı farkettim. Kişilik; İngilizce “personality” kelimesine karşılık gelir. Latince “persona” maske demektir. Persona-maske tiyatro oyuncularının rollerine uygun olarak yüzlerine taktıkları masklardan türemiştir. Antik Yunanda tiyatro, bağ bozumu ve şarap tanrısı Dionysos adına yapılan dinsel törenlere dayanmaktadır. Her yıl kentin ileri gelenlerinden biri seçilir ve bağ bozumu zamanında festival düzenlenir ve Dionysos’un onurlandırılması beklenirdi. Antik Yunanda bugünkü tiyatro anlayışı yoktu çünkü duyguları ve düşünceleri, jest ve mimikleri oyuncular ellerinde tuttukları, yüzlerine koydukları masklarla ifade ederlerdi. Antik Yunan tiyatrosunda 2 tür...
Devamı

The Death of Socrates: Sokrates'in Ölümü

-
Resim
M erhaba, Sanat Üniversitesi severleri… Sanat ve kültürün ayrılmaz bir parçası olan Felsefe’ye biraz meraklıysanız uzak geçmişe güzel bir yolculuk yapalım derim. Hazırsanız başlayalım. 😊 Birçoğunuz hemen tanımış olabilir, tanımayanlar için O hocaların hocası ünlü Sokrates (M.Ö 469-399). Yaz kış yalın ayak Atina sokaklarında dolaşan, karşısına kim çıkarsa çıksın onlarla sohbet eden, diyalog kuran Sokrates konuşmaktan kitap yazmaya vakti olmamış, hiçbir yazılı eser bize bırakmamıştır. Buna rağmen, bütün dünya Onu hocaların hocası olarak tarihe yazmıştır. Çünkü biz Onu öğrencisi Platon’dan tanıyoruz. Özellikle, Platon’un yazdığı DİYALOGLAR, SOKRATES’İN SAVUNMASI adlı eserleriyle anlamaya çalışıyoruz. Sokrates yaşadığı dönem boyunca bilgiye önem vermiş en büyük erdemin bilgi olduğunu savunmuş, insanın ancak bilgi ile mutluluğa ulaşabileceğini bize anlatmaya çalışmıştır. O, bizler gibi gençlerle konuşmaktan çok hoşlanmakta, onların içerisindeki güzel ahlakı ve var olan bilg...
Devamı